Zeynep Tozduman / zeynoege@mynet.com
Türkiye'deki gayrimüslim halkların kaderini değiştiren
1915 katliamı; özellikle Ermeni nüfusunun yarıdan fazlası Jön Türk Partisinin
12 kişilik merkez komitesi tarafından,
Teşkilat-ı Mahsusa aracılığı ile 16 ay
gibi kısa bir süre içinde imha ederek gerçekleştirmiştir. 1915'de bu ülkede
insanlık suçuyla birlikte, yurtsuzlaştırma,ekonomiye ve emval-i metruke'lere ve
de banka hesaplarına el konulması v.b.
gibi ekonomik ve kültürel- tarihsel soykırıma damgasını vuran kara bir lekedir.
10 Haziran 1915'te ki
meclisde yapılan oturumda genel kurul devre dışı bırakılarak gecici
müsadere ve kamulaştırma kanunu, mali işlerden sorumlu parlemento komisyonunda
kabul edildi.Yasa tehcir edilen Ermenilerin banka hesapları da dahil, 'geride
kalan ' mallarına el konulması hakkını tanıyordu. Hukuka uygunluk görüntüsü
altında karar verilen bu yasa dışılılık, Türk parlementosu'nda bile
eleştirilere, ancak tek tük neden olabildi.
1918'e kadar defalarca parlementoda protestolara karşılaşan senatör
Ahmet Rıza şöyle diyordu bir oturumda.
'' sözü edilen malları emval-i metruke olarak göstermek kanunsuzluktur.
Çünkü bu emvalin sahipleri mallarını isteyerek terk etmemişler, onlar
yerlerinden zorla, cebir ile çıkartılmıştır. Hükümet şimdi onların mallarını
memurları vasıtasıyla sattırıyor. Bu anayasa'nın 21. maddesine aykırıdır... Bu
bir zulümdür . Beni kolumdan tut, köyümden dışarı at, sonra da malımı ve mülkümü sat; bu, hiçbir
vakit caiz değildir.''
Osmanlı hükümeti 1915 Haziran'ında 5 milyon Türk lirası değerindeki
miktarı hazine banosuna yatırım
yapmıştı. Bu yatırım daha sonra Berlin ve Viyana'da emanetlere altın olarak
güvence altına alınması için konuldu. Osmanlı bu parayı, savaştan sonra kullanmak üzere avrupa
bankalarına yatırım yapmıştı. Eline
fırsat geçen Almanya, bu parayı hemen
Osmanlının resmi borcuna saydı. Çünkü, Alman kredi kuruluş ve
bankalarının 1915-1916 yılının ilk üç ayında Ermenilere verilen krediler
nedeniyle, kredi veren kuruluşların büyük zarara uğradıkları, maddi kayıplarının
5 milyon mark olduğunu bildirerek parayı iade etmedi.
Türk hükümeti tarafından korunması için Berlin'e
gönderilen 5 milyon liranın bir kısmı, Ermeni kadın ve çocukların satışından
elde edilmiştir. ( 1915 Soykırımı sürecinde Ermeni kadınların ve çocukların
satılması için esir pazarlarının olduğu yerlerde askerin ihtiyacı için
genelevler organize edilmiştir. (Bir örnek verecek olursak Mardin Askeri
komutanlığı önündeki köle pazarı) Kaçırılan, el konan ve esir edilen kadınların
Müslüman haremlerinde tutulması, Ermeni gen havuzuna el konma uygulaması,
bedava işgücü olarak kullanılmasının yanında Erkeklerinin öldürülerek
kadınlarını ve çocuklarını da seks kölesi olarak çalıştırılması Ermeni halkını
doğurganlığını yok ederek, ortadan kaldırılması yani Soykırımın önemli
ayaklarından biridir. Seks köleliği Soykırım ve sonrasında bölgede geniş bir
uygulama alanı bulmaktadır. Seks köleliği ayrıca organizatörleri açısından da
bir zenginleşme alanı ve aracıdır.Seks köleliğinin, köle sahiplerinin zenginleşmesinin aracı olmasının
yanında, bu köleliğin ayrıca bir aşağılanma aracı olarak da
kullanılmıştır)'1
Ermeniler, Türkiye ve müttefikilerinin katliamcı
politikaları sonucu; sadece yaşamlarını, vatanlarını değil ekonomilerini de
kaybettiler. Üçlü ittifak yenilgisinden sonra, çalınan Ermeni mallarının
gaspına da ortak oldular.
Bu
arada yeni kurulan T.C, 26 Aralık 1925'te hükümet açıklamasıyla, jön Türkler
tarafından yön verilen süreci, Kemalistler'de
imha edilen ''unsurların '' mallarına devlet katında el konularak devam
ettirdi.
5
milyon liranın akibeti sorusu, lozan antlaşmasının 1924 Eylül sonunda ortaya
atıldı. Almanlardan sonra ingilizlerin
el koyduğu 5 milyon liranın akıbetinin ne olduğu konusunda, Mary Terzyan 10
Ekim 1944'te Stanley Baldwin'e bir mektup yazmıştır. Baldwin'e 1924 yılına ait
memorandumun kopyasını, İngiliz hükümeti aracılığı ile görünmez güçler, Cadogan
vermemesi önerisinde bulunmuştur. 5 milyon paranın akibeti, Mary Terzyan'nın
girişimi de böylece sonuçsuz kalmıştır. Soykırımın maddi yükümlülüğüne ait
ikinci mektup İngiltere'nin Washington'daki elçisi lord Halifax'a hitaben
yazdığı mektupla ikinci kez gündeme gelmiştir. Türkiye'den, Berlin'deki Alman
Bankası'na ( Deutsche Bank ) ve daha sonra Londra'ya havale edilen ''Ermenilere
ait beş milyon liraya ne oldu ''? sorusuna beyhude cevap aradı.'2
Burada İngiltere, Türk'lerin Ermeni'lerden çalıp Almanya'da muhafaza
ettiği 5 milyon altın lirayı Londra'ya nakletmesi, soykırım kurbanlarının
soyulup soğana çevrilmesinde sadece
Almanya'yı değil İngiltere'yi de suç ortağı yapmıştır. Suç ortaklığı kadarla da sınırlı kalmadı. İngiliz devlet
adamları, çeşitli ingiliz sigorta şirketleri ve kişilerin savaş öncesinde
Ermenilere karşı taşıdıkları mali yükümlülüklerini, yerine getirmelerini de
engellediler.
Bunun en bariz örneği olarak, hayat ve mülk sigortası yapan star
Assurance Company şirketi gösterebilir. Ermenilere yapılan sözleşmelere uygun
olarak bu güne kadar hiçbir ödemenin yapılmadığı yüzlerce hatta binlerce vaka
vardır.
Mazlum bir halkın kanıyla kazanılmış para kimseye
yaramaz. Ta ki bu para Ermeni halkının bu gün yaşayan torunlarına iade
edilinceye kadar o para, onları er geç yakacaktır.
İnsanlık suçlarında nasıl ki zaman aşımı yoksa,
madurların insanlık suçu işlendikten sonra da ekonomik alacaklarında zaman
aşımı olamaz. Bu kapitalist ekonominin
diyalektiğine de terstir. Bu gün Avrupa ve Amerika ve de Avustralya'da yaşayan
Ermeni diasporasının, yaşadıkları ülkelerin parlementolarına bu konuyu eş
zamanlı gündeme getirerek 5 milyon
paralarının akıbetleri ve tahsili yolunda bir adım atılabilirler diye
düşünüyorum.
İnancım o dur ki Ermeni halkına karşı işlenen suçun önce Uluslar arası
alanda, sonra da Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve yasama organları tarafından
mahkum edilmeli ki, Türkiye'deki maddi
talepleri de ancak gündeme gelebilsin.
ZEYNEP TOZDUMAN
1-Soykırımı Laboratuvarında incelemek: Mardin 1915 Sait
Çetinoğlu.
2-Takibat, Techir ve İmha
''Osmanlı imparatorluğu'nda 1912-1922 yılları arasında Hıristiyanlara
yönelik katliamlar '' Derleyen: Tessa Hofmann
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.